Bu yazıma öncelikle yukarıdaki resimdeki gibi bir şekilde yeni yıla girebilen varsa o insan topluluğunun yeni yılını kutlayarak başlıyorum.Sanırsam böyle bir dünya yok!
Anlamadığım bir noktada hiçbir yeni yılda Türkiye'ye kar yağmazken bizim ısrarla kar beklememiz,belediyelerimizin kar renginde ışıklandırma çalışmaları,mağazaların vitrinlerini pamuk veya türevleriyle doldurarak kar görüntüleri vermeleridir. Bizim suçumuz olmayan bir şeyde neden mahcup olup böyle halka kar yağdıramadık bari o hissi yaşatalım gibi düşünürler ki?
Yılbaşılarına gelecek olursak, lise sona kadar her yılbaşı babamın aldığı 5-10 milli piyango biletini bir umut televizyonda izleyerek kontrol etmekle geçti.Tabii amortiden yüksek çıktığını hatırlamıyorum. Öyle aile arasında çok önemli değildir 12'ye kadar bekleriz aha girdik der yatarız. Ancak hatırlarım ki bir yılbaşında babamla saat 03:00'a kadar televizyon seyretmiştik hatta komik bir Robin Hood filmi vardı gül gül ölmüştük ardındanda South Park'ın yılbaşı özel bölümü vardı. Mr. Kaka mıydı neydi o vardı bölümde çok gülme vesilesiyle diğerlerinden ayrılan bir bu yılbaşım vardı.
Lise sona geldik, arkadaşın ailesi yokmuş evde çağırdı bizi. Kim kimdik hatırlamıyorum ama 5-6 arkadaş vardık liseden. Bende arabayı şehirde kullanmaya yeni başlamışım oldukça tedirgin süre süre arkadaşın evine gittim. Hatta ve hatta evin oradaki yokuşa arabayı park edemedim arabayı vuracağım diye korktuydum ki birinden yardım istemiştimde park etmişti adam akıllı(İşte bir erkek sürücünün en büyük utancı). Çıktık arkadaşa öncesindede alışveriş falan yapmıştık sucuk ekmek yedik biraları yudumladık,Hadisenin merakla beklenen Eurovision şarkısını dinlerken bir itirafta bulunacağım ben birayı içer gibi yapmıştım. Sürekli mutfağa gidip lavaboya döküyordum azar azar. Eve arabayla dönecektim içsem bir dert içmesem arkadaş baskısı ayrı bir dert. Tabii erkek ortamı muhabbeti,sohbeti derken eğlenceli geçmişti zaman.Birde yeni yıla nasıl girersen öyle geçer derler ya tam yeni yıla girmeden 2 dakika evvel test kitabı alıp çözmeye başlamıştım malum ÖSS senesi idi. İşe yaramış olsa gerek.
Geçen sene ise Almanya'da girdim yılbaşına.Bir ziyafet verilecekti ben-aile-bir aile dostu- ve üvey kız kardeşin erkek arkadaşıyla.Önce alışverişe gittik Peter(evin babası) ile bin bir çeşit et-tavuk ürünü aldık. Kuzu eti,geyik eti,tavşan eti...falan filan derken Peter o soruyu sordu: Yaban domuzu etide size haram mı? Ben kaldım öyle! Şimdi domuz eti yemiyordumda yaban domuzu, o domuz sınıfına mı girerdi hala bilmiyorum cevabını. Ama yiyemedim ne olur ne olmaz diye. Alışverişleri yapıp eve döndük yemekti carttı curttu derken hazırladık yedik sofrayı topladık masayı sildik tatlı ve içki zamanına geçtik.Bir yandan tatlımızı yerken,biralarımızı yudumlarken diğer tarafta UNO oynuyorduk masada. Benim çakırkeyifliğim tutmuşken vakit geldi. 23:59 hepimiz dışarı çıktık anlamadım tabi ben ne olduğunu. Sıcaklık -5 ile -10 arası kar yağıyor. Saatler 24:00 gösterdiğinden her evin önünden fırlayan havai fişekler mi dersiniz, atılan maytaplar mı dersiniz yakılan meşaleler mi...resmen şoka girmiştim. Kar ve sisin getirdiği net olmayan görüş ve ortaya çıkan manzara tamamen filmlerdeki 2.Dünya Savaşını anımsatmıştı bana. Dışarıda birde şampanyayı patlatıp içerek birbirimize sarılarak kutladık yeni yılımızı doğrusu bunu unutabileceğimi hiç sanmıyorum.
![]() |
Gelelim birde bu seneki yılbaşıya. Bu sene benden beklenilmeyecek bir çılgınlık yaptım. 31 Aralık'ta İstanbul'a gittim. Yılbaşını kutlayıp 1 Ocakta geri İzmir'e uçtum. Ve ayın 3'ünden en tiksindirici dersimin vizesi varken.Pek akıllıca değildi ama değdi mi derseniz değdi. Çoğunluğu ilkokul arkadaşlarımı oluşturan bir grupla İstanbul'da bir mekanda kutladık yılbaşını Caddebostan'da olsa gerek.Gecenin detayları başkalarında saklı, oralara pek inmeyeceğim kendi açımdan anlatacak olursam yemeklere acımadım tıkındım. Sonra başladım içmeye bira,cintonik,şarap derken bildiğiniz ben gittim orada. Zaten o içkiye dayanıklıyım diyen elemanlardan değilimdir. Çabuk kafayı bulurum. Bu olay ise bir arkadaşımın gözünden şöyle gerçekleşmekte:
Karanlık + Dum tıs dum tıs dum tıs dum tıs...
![]() |
Mekandan ayrılana kadar bu pozisyondaymışım. |
O gece yeni yıla girdiğim vakti hatırlamıyorum ben kafayı masaya gömmüşüm sadece. Allahtan en yakın çocukluk arkadaşım kaldırmış evine götürmüş beni. Yoksa imkanı yok kendi başıma hareket edemezdim orada. O anları hayal meyal parça parça hatırlıyorumda hiç iyi değildim. Çok fazla içki karıştırmamak gerek anlaşılan. Gecede ben kafayı masaya gömmüşken baya hikayeler dönmüş başkalarından duydukça son bardağı içmeseydimde görseydim diye pişmanlık duymuyor değilim.How I Met Your Mother'daki "blitz" durumu anlayacağınız...
Herkesin yeni yılı kutlu olsun ve şans getirsin...