31 Ağustos 2012 Cuma
Anneanne
27 Temmuz 2012
İzmir'de evi taşımış, Gaziantep'e gelmiştim,havaşla da şehir merkezine geldim. Beni almaya annem gelmişti yanında da anneannem vardı.Anneannem her zamanki gibiydi beni görmüş sevinmiş ben de onu görünce sevinmiştim. İzmir nasıldı diye sordu hemen sonra hesap kartını verdi emekli maaşını çekmem için. Yolda koşa koşa gittim, çektim.
27 Ağustos 2012
Anneannemi vefatının 11.günü, elimde onun hesap kartı aynı bankamatiğin önündeydim kalan parasını çekip hayır yapmak için.
İnanamıyorum gidişine hala. Ne olduysa 1 hafta da oldu. Çok hazırlıksız yakalandık. Annem,babamdan sonra en yakın büyüğümdü o.
1 hafta hastane de yattı.Annem ve teyzem değişimli onla kalıyordu. Gece boyu uyuyamıyormuş o yüzden annemlerde uykusuz kalıyordu. Vefatından önceki gün dedim ki: "Ben zaten evde geceleri uyumuyorum, evde uyanık kalacağıma ben geleyim, yanında uyanık kalayım"
Gece boyunca ne kendi ne de ben uyuyabildik. Anneannem uykuya dalamıyordu, sürekli oksijen maskesi takılıydı arada oturtuyor arada yatırıyordum. Evden, yanına gelirken 1 kase yoğurt almıştım. 'Acı ne var sulandırda ayran edip koy ağzıma' dedi kıramadım. Doktor fazla sıvı alımını yasaklamıştı. Yoğurda göstermelik su katıp ayran diye içirdim, tüm gece sırtını ovmamı istedi ovdum. Yatağını kaldırdım indirdim yastığını düzelttim kendini oturttum yatırdım. Sürekli 'ölücem ben ölücem' diye sızlandı. Her seferinde 'saçmalama anane sen beni de abimi de evereceksin senin onayın olmadan bir kızla evlenmem' dedim durdum güldü her seferinde de.
Sabah 8 civarıydı ananemin konuşması değişti dili peltekleşti oksijen alımı azaldı. Hemen hemşireleri çağırdım. Yoğun bakıma alacağız dediler. Ananemse 'yavrııım götürmeyin beni oraya sağ çıkamam ben oradan' dedi gene 'saçmalama anane iyi olacaksın' dedim.Maalesef o haklı çıktı. Önce ümitlendik sonra doktor acı haberi verdi
Yoğun bakımda yanına gittim ananemin yüzü mosmordu ama o kadar rahat ve huzurlu gözüküyordu ki...Soğumuş elini,alnını öptüm ananemin.Zor tuttum kendimi.
Kıyamazdı ananem bana sırf 16 saat otobüs yolculuğu çekmeyeyim diye her ziyaretimde uçak parası verirdi. Her memleketime geldiğimde ilk ona giderdim elini öpmeye.
Fırına yemek verirdik almaya gittiğimde hep ananeme uğrar ona da yemek bırakırdım.
Bensiz kebap yerse 'yavrım içime sinmedi sensiz niye gelmedin ananem' diye sorardı.
Evinden alır istediği yere bırakır, geri evine götürürdüm aman eziyetimi çekiyorsunuz yavrımm derdi. Anane araba sürmenin ne eziyeti var derdim anlamazdı.
İnatçıydı bir tabak yedim mi yetmezdi gençsiniz yirsiniz der 2. tabağı da yedirirdi sürekli.
Tv izlediğim odaya gelir yavrım siz rahat rahat izleyin ben bakmam derdi.
Herkese bir lafı her olaya bir antep deyimi veya atasözü vardı :
-"Samanlık saray oluk,avratlık kolay oluk"
-"Bize gelen kudurur kıçını bize yudurur."
-"Ölmüş eşşek nallı olur ölü götü ballı olur."
-"sütü temiz,sümüğü kirli"
-"aman doksan dokuzuyla çıkıp yüzüncüyle evlenenlerden olmasın"
-"Mıraaat acı ne var döşür şuraları yavrımm"
-"usanık zayır" (bozulan klimaya)
Ben hep ananemin hayatımda var olacağını sanmıştım. Konuşması, nefes alıp verme sesi hala kulağımda,hep o özlü güldüren ve düşündüren laflarını duyacağım zannetmiştim. Onsuz bayramların tadı kalmayacak artık. Keşke elleri sıcakken biraz daha öpebilseydim. Keşke gönlünün istediği ayranı da doya doya içirseydim.
Nurlar içinde yat canım ananem.
Not: 1 yıldır yazmamışım bu bloga. İnsan içinde tutamadığı birşeyler olunca yazıya vururmuş, sanırım böyle oldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)