Çok olmuş yazı eklemeyeli...
O sürede Afs yılımı tamamladım, Türkiye'ye döndüm. Üniversite için hazırlıklara başladım. Ama gezdiğim gördüğüm bazı yerleri anlatmaya devam etmek istiyorum bu yazımda anlatacağım yerse diğerlerine göre daha etkileyici daha ünlü bir yer: Köln Katedrali!
Köln benim oturduğum Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin en büyük şehri. Almanyanın batısında yer almakta. Türklerin ise Berlin ve Hamburg'tan sonra en çok bulunduğu 3. şehir. Nüfusu yaklaşık 1 milyon. Şehrin en önemli sembolü ise gördüğünüz Katedral..
Değişim senemin ilk ayı dolmak üzereyken götürmüştü Claudia(Host Annem) beni Köln'e. 2 saat sürmüştü arabayla. Diğer Afs'li arkadaşlarımın fotolarından biliyordum Köln Katedralini hatta fotoğraflarına bakınca inanamıyordum. Kölnün bizim İstiklal caddesine benzer çarşı caddesinde yürüyorduk gayet normal caddenin sonunda meydana gelince kafamı sağa çevirince gördüm tüm ihtişamıyla bu Katedrali. 5 dk ağzım açık kafa yukarı bakmışımdır bu devasa yapıya.
Tabii yolun ortasında benim o halimi görseniz bir mal olduğumu düşünebilirsiniz ama ben kafamı indirince gördüğüm tüm yabancıların öyle baktığıydı. Hangi detaya hangi inceliğine bakacağınıza şaşırıyorsunuz. Yapımının 632 sene sürmüş olduğunu duyunca bir zahmet etkileyici olsun diyede düşünmeden edememiştim. Bu devasa yapının içine girerken bile kafam yukarıdaydı.
Kafanızı kaldırdığınızda işte böyle bir manzaraya bakıyorsunuz.
Dışının görkemi katedralin içinede yansımamış olur mu? Nereye baksanız oyulmuş taşlar, heykeller, tablolar... Bu arada bir uyarıda yapayım olur ya bir katolik kilisesi veya katedraline girerseniz başınızdaki bereyi veya şapkayı çıkartın.Sinirli bir görevli tarafından o kadar insan içinde azarlanabiliyorsunuz. Neyse geçtik içeri ben bir mum yaktım. Sonra oturdum o katedrale kafamı kaldırdım sağa sola arkaya öne her tarafa bakmaya çalıştım. Kilise müziklerinide seven biriyimdir. Bir yandanda müzik çalıyordu gayet memnundum ortamdan Hemen hemen her kilise gibi buranında alt katlarında mezarlar var. Orayıda gezdimde doğrusu pek bir anlam ifade etmedi. Yukarıda çıkılabiliyor. Ama yukarı çıkış saat 17'de kapandığından biz geç kalmıştık. Kölne sene boyunca 4-5 kere gittim. Bir gidişimde Kölnde oturan Afsli Türk arkadaşımla yukarı çıktık. Yukarı çıktık demek kolay. Şimdi bir merdiven düşünün yuvarlak, çıkarken sürekli sağa doğru inerkende sürekli sola doğru basamaklar dönüyor,sığarsa 2 kişi yanyana çıkabilir ama kuleye giden tek merdiven o! Bir yandan inenler bir yandan çıkanlar ki yanlış hatırlamıyorsam 533 basamaktı baya efor sarfetmek gerekiyor! Bu zorlu yeri aştıktan sonra Kölne tepeden bakıp 'Seni yeneceğim Köln' diye bağırabilirsiniz. Emin olun orada anlayanda çıkar ne dediğinizi.
Köln Katedralinin hemen yanında ise Kölnün tren istasyonu yer almakta. Almanyada ulaşım tren ağırlıklı olduğundan Kölne gelipte Katedrali görmedim demek körlere mahsustur. Tren garından çıkıp solunuza bakınca dağ gibi duruyor Katedral.(Not:tren istasyonun hemen karşısında Halkbank var bir tane)
Alt taraftaki nehir Ren nehri. O köprü sadece trenler için. O yolu takip ederseniz Köln tren garını, onunla ve Katedralle arasında kalan ışıklı yapının altında Halkbankı, Katedralin solunda ise Kölnün çarşısının girişini bulabilirsiniz.
Fransa denince Eyfel kulesi,İtalya deyince Pizza kulesi gelir akla. Ya Almanya deyince? Benim aklıma hep Brandeburg kapısı gelir. Çoğu insan ise hiçbir şey ile özdeşleştirmezler Almanyayı. Böyle bir yapıyı ise neden sadece şehirlerine özgü hale getirmişlerde ülkeleriyle özdeşleştirmeye çalışmamışlar anlamış değilim.
Kölne her gidişimde bu yapıyı yeni görmüş gibi hayranlıkla baktım. Akşamında ,gecesinde, karlı havada,bahar havasında,karnaval gününde her halinde gördüm. Her halide etkiledi beni.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Burası türkiye :Asgari ücreti düşük tutup yoksulluk sınırının altında işlem yaptıran muhasebeye onay veren kanunlarnda buna yer veren ekonomi anlayışını kınıyorum. Bu kanunlar yoluyla kurulan bir tuzaktır. İşçi ve esnafı vatandaşı aptal yerine koymaktadırlar. Memurlar söz konusu olduğunda yoksulluk sınırı yaygarası koparılmakta obürler insan olmayı bırakın memur olamadıkları için kanunen horlanmaktadırlar.Kanundan devlet işlemlerinden anlamayan esnafa işçiye eziyet edilmekte okumuş mürekkep yalamış denilen memur kesimi kanunlar ile üstün tutulmaya devam edilmektedir.
Ekonominin iyi olduğu iddia edilmektedir. Kimin ekonomisi.
Yorum Gönder