-Adaletin yolunda haklının yanında!
+Yok bu çok idealistçe oldu.
-Bir hukukçunun günlüğü
+Tabi ya bir bu eksikti.
-Hukuksuzlar ülkesinde hukukçu olmaya çalışmak
+O kadar politik değilim be!
-Hukukçunun karalama defteri
+Bu klişe düşünceyide düşündükten sonra boş bırakalım o kısmı. Aklıma bir şey gelmedi.
Tepedeki şu Almanya ile uyumlu olsun diye koyduğum Brandenburg Kapısının resminide silelim oraya ne koysam şimdi. Bakayım görsellerde İzmirle ilgili güzel resim var mı? (Bakılır ve bulunamaz)
O zaman şu Themis'i koyayım Adalet tanrıçasını. Hmm..Bu da çok göz aldı ve durmadı sileyim belki sonra bulur bir şeyler eklerim. (Böylede çok boş durdu. Resim bulmalıyım!)
Yarım saat sonra...
Şu bloga resim koymak ne zor iş be! Bir terazi koyayım dedim ya ortalı durmuyor ya yayılmıyor başlığın kutusuna, sinir etti beni. İkide bir yükle bak pikselini küçült,yeniden boyutlandır...vs..vs
Usandım. Kalsın şu terazi orada. Hani hukukçuyuz ya belli olsun buradan resmiyet katsın biraz. İnsanlar girince saygı uyandırsın. Altınada çakayım Latince birkaç cümle sonra millet anlamasın ama benim bildiğimi zannetsin bunlarında işi zor falan desin...
Neyse yeter bu kadar. Uzun zamandır yazmamışım paslanmışım zaten. (Okuyanda her gün yazdığımı sanacak!)
Ve hep yapmak istediğim birşeyi yapacağım. Bir ilki:
Yazı biterken Yann Tiersen-Monochrome çalıyordu. (Ben özenti olmamak! :) )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder