Bir yandan vizelere çalışma zorunluluğunu hissederken, diğer yandan geçen sene bu zamanlar Noel vaktini düşünürken beni oldukça gururlandıran bir gün gelir çatar.
25 Aralık 1921... Hiçbir destek almadan savaşan Antep halkının Fransız işgalini sona erdirdiği gündür.İzmir'in 9 Eylül'ü gibi önemli bir tarihtir. Fransızlara karşı 11 ay desteksiz, yardımsız savaşıp 6 bin şehit veren bir şehrin en gururlu günüdür bugün. Nitekim M.Kemal Atatürk ve TBMM, 8 Şubat 1924 yılında Antep halkının kahramanlığını takdir etmiş, 'GAZİ' ünvanı verilerek Gaziantep olmuştur şehrin adı.
25 Aralık 1936 tarihinde ise Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 15.yılında Atatürk, beni bir Gaziantep'li olmaktan gururlandıran ve gururlandırmaya devam edecek şu sözleri söylemiştir;
"…Türküm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk köyü, Gaziantepliler’i kahramanlık örneği olarak alabilir."
Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk'ün nüfus cüzdanının Gaziantep'in Şahinbey ilçesinin Bey Mahallesine kayıtlı olduğunu biliyor muydunuz?
İnsan,memleketinin kıymetini dışarı gidince anlarlar derler ya, ne kadar doğru olduğunu dışarı gidince anlıyor. Son iki seneye kadar benim için tatil günü olan bugün daha anlamlı.
Aynı şey ben yurt dışındayken 29 Ekim,23 Nisan,19 Mayıs içinde geçerli idi. Lakin bugünlerin ne kadar önemli insanlık tarihinde görülmemiş bir mücadelenin günleri olduğunu anlatsanızda sizden olmayan anlamıyor. Onun için olmuş bitmiştir ne var yani?
Eşduyum kuracak olursak bizim içinde Fransız İhtilali olmuştur bitmiştir. Ne var yani?
Genede birilerine bunu anlatmayı, paylaşmayı başkası tarafından verilmemiş olsada bir görev sayıyorum.Bunu yapmazsam vicdanım rahat etmiyor.
25 Aralık 2010 Cumartesi
7 Aralık 2010 Salı
İstatistikler...
Blogumu şöyle bir kurcalarken bir baktım istatistikler diye bir başlık eklenmiş. Arkaya verdim heyecan müziğini bir tıkladım ne göreyim! Hep merak ettiğim bir meseleyi halletmiş blogger. Siteye kaç kişi girmiş, nereden girmişler en çok hangi yazımı okumuşlar..vs..vs bunlar var. İnternette tıklanma rekoru kıran siteme basamak yetiştiremezler kaygısıyla baktığım tablodaki rakam gerçekten çok anlamlıydı: 1376!
Sonra bir hesaplama yaptım,sayıların yüzdelik dilimlerini alıp oranlara dağıttım, sonra çarptım bulduğum sonuca 10 ekleyip geri çıkardım ondan sonra soldaki bir'i attım ve benim baktıklarımı çıkarsak ortaya yaklaşık 376 defa benim dışımda girenin olduğu kanısına vardım.
Girenler anladığım kadarıyla google'da yolunu kaybedenler. En çok okunan veya bakılan konu ise 2008 haziranında eklediğim Hurda mezarlıkları başlıklı yazım. Hmm...ilginç sanırsam oradaki resimlere görsellerden bakmak için girince bana reyting sağlıyorlar.
Bunlar dışında haliyle en fazla Türkiye'den tıklanmışım. Ardından 107 tıklama ile ABD geliyor. Kesin CIA vardır bunun içinde. Sonrada Almanya'dan tıklanmışım 32 defa. Şöyle bir düşündümde büyük ihtimal ben oradayken girdiklerimdir. Birde Japonya'dan 11 defa ziyaret edilmişim. Onlarada 'konnichiwa' diyerek takipte kalmalarını söyleyeyim buradan.
Şimdide okuyanlardan bir isteğim olacak. Her okuyucu 5 tane ilokul arkadaşını,5 tane ortaokul arkadaşını, 5 tane lise arkadaşını,5 tane askerlik arkadaşını, 4 tanede sokaktaki adamı bu siteye sokturursa inanılmaz bir reyting elde eder, reklam alır para kazanırım üstüne giren sayısının ortasındaki 3 basamağı siler soluna 4 eklersem 40 yapar!
Biterken çalıyordu: Rammstein-Haifisch
2 Aralık 2010 Perşembe
Ufak düzenlemeler
Önce tepeden "AFS Deutschland macerasında" başlığını silelim.Sonra düşünelim oraya ne koyabiliriz?
-Adaletin yolunda haklının yanında!
+Yok bu çok idealistçe oldu.
-Bir hukukçunun günlüğü
+Tabi ya bir bu eksikti.
-Hukuksuzlar ülkesinde hukukçu olmaya çalışmak
+O kadar politik değilim be!
-Hukukçunun karalama defteri
+Bu klişe düşünceyide düşündükten sonra boş bırakalım o kısmı. Aklıma bir şey gelmedi.
Tepedeki şu Almanya ile uyumlu olsun diye koyduğum Brandenburg Kapısının resminide silelim oraya ne koysam şimdi. Bakayım görsellerde İzmirle ilgili güzel resim var mı? (Bakılır ve bulunamaz)
O zaman şu Themis'i koyayım Adalet tanrıçasını. Hmm..Bu da çok göz aldı ve durmadı sileyim belki sonra bulur bir şeyler eklerim. (Böylede çok boş durdu. Resim bulmalıyım!)
Şu bloga resim koymak ne zor iş be! Bir terazi koyayım dedim ya ortalı durmuyor ya yayılmıyor başlığın kutusuna, sinir etti beni. İkide bir yükle bak pikselini küçült,yeniden boyutlandır...vs..vs
Usandım. Kalsın şu terazi orada. Hani hukukçuyuz ya belli olsun buradan resmiyet katsın biraz. İnsanlar girince saygı uyandırsın. Altınada çakayım Latince birkaç cümle sonra millet anlamasın ama benim bildiğimi zannetsin bunlarında işi zor falan desin...
Neyse yeter bu kadar. Uzun zamandır yazmamışım paslanmışım zaten. (Okuyanda her gün yazdığımı sanacak!)
Ve hep yapmak istediğim birşeyi yapacağım. Bir ilki:
Yazı biterken Yann Tiersen-Monochrome çalıyordu. (Ben özenti olmamak! :) )
-Adaletin yolunda haklının yanında!
+Yok bu çok idealistçe oldu.
-Bir hukukçunun günlüğü
+Tabi ya bir bu eksikti.
-Hukuksuzlar ülkesinde hukukçu olmaya çalışmak
+O kadar politik değilim be!
-Hukukçunun karalama defteri
+Bu klişe düşünceyide düşündükten sonra boş bırakalım o kısmı. Aklıma bir şey gelmedi.
Tepedeki şu Almanya ile uyumlu olsun diye koyduğum Brandenburg Kapısının resminide silelim oraya ne koysam şimdi. Bakayım görsellerde İzmirle ilgili güzel resim var mı? (Bakılır ve bulunamaz)
O zaman şu Themis'i koyayım Adalet tanrıçasını. Hmm..Bu da çok göz aldı ve durmadı sileyim belki sonra bulur bir şeyler eklerim. (Böylede çok boş durdu. Resim bulmalıyım!)
Yarım saat sonra...
Şu bloga resim koymak ne zor iş be! Bir terazi koyayım dedim ya ortalı durmuyor ya yayılmıyor başlığın kutusuna, sinir etti beni. İkide bir yükle bak pikselini küçült,yeniden boyutlandır...vs..vs
Usandım. Kalsın şu terazi orada. Hani hukukçuyuz ya belli olsun buradan resmiyet katsın biraz. İnsanlar girince saygı uyandırsın. Altınada çakayım Latince birkaç cümle sonra millet anlamasın ama benim bildiğimi zannetsin bunlarında işi zor falan desin...
Neyse yeter bu kadar. Uzun zamandır yazmamışım paslanmışım zaten. (Okuyanda her gün yazdığımı sanacak!)
Ve hep yapmak istediğim birşeyi yapacağım. Bir ilki:
Yazı biterken Yann Tiersen-Monochrome çalıyordu. (Ben özenti olmamak! :) )
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)