5 gün sonra hayatımın akışını değiştirecek bir yere gideceğim. Üniversiteye kayıta. 4 sene tabi sınıfta kalmazsam, başka şehirde, başka bir ortamda yaşayacağım. Belki çok iyi arkadaşlar edineceğim. Belkide hayatımın en gıcık yıllarını yaşayacağım.
15 gün sonra ise Afs ile Almanya'ya gideceğim. 1 sene kalacağım. Bu ise ilk büyük ayrılışım olacak. Belki bu sene üniversitede geçireceğim 4 yıldan fazla değiştirecek beni. Çünkü bu sefer ortamda,arkadaşlarda,dilde kısacası herşey farklı olacak.
18 senedir aynı şehirde yaşıyorum. Son 7 senemi okul-dershane-ev üçgeninde geçirdim. Herşey rutindi. Kitap-bilgisayar-film-ders...vs..vs Ve şimdi herşeyim değişecek. Tüm düzenim darmadağın olacak. Ben değişeceğim. Döndüğümde insanlar değişecek. Hayatımdaki rutinlik kaybolacak.
Yeni ülke,yeni dil, yeni okul,yeni aile, yeni arkadaşlar..vs..vs dönüşte ise gene yeni okul,yeni arkadaşlar, yeni çevre,yeni şehir...vs..vs Normalde bu insanı heyecanlandırmaz mı? Heyecanlandırır. Ama ben niye heyecanlanmıyorum? Bilmiyorum işte.
Tüm sene hedefime ulaşabilmek için eşşek gibi çalıştım. İstediğim hedefe ulaştım. Fakat nedense hedefe ulaşmak değilde hedefe giden yolda ilerleme safhası insanı daha mutlu yapıyor.
Evet, evet... Sonuç değil, uğraş zamanı daha heyecanlı ve iyi... :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder